
Kendimle Muhabbetler
- Feyza Nur SAĞLAM
- 23 Ağu 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Tem 2024

Kendimi hep; bir kafenin dış mekan kısmında oturmuş ve geçip giden tüm insanları izlerken yahut herhangi bir yerde oturmuş, gözlerim kapalı ve kulaklıklarımdan gelen müziği dinleyip kendi dünyama dalmışken, hayal ediyorum.
Ve kendime bunu sormuş olsaydım, yani beni nasıl tanımladığını ve nerede gördüğünü sormuş olsaydım, o da aynı cevabı verirdi.
Çünkü, Gözlem yapmayı seviyorum. İnsanların kafasından neler geçtiğini düşünmeyi, bir kapının ardındaki hikayeyi merak etmeyi ve kendi kafamın içindeki puzzle parçalarını birleştirmeyi...
Bu duygunun ismini sadece "merak" yahut "gözlem" olarak geçiştirmek de istemiyorum. Daha farklı bir şey bu, daha tanımsız. Daha geniş anlamlı ve daha öte bir şey...
Ve bu sadece bir kafede oturup gözlem yapmak gibi yahut merak duygusunu gidermek gibi de değil. Herhangi bir yerde, herhangi bir toplumda ve herhangi birilerinin arasında iken de gelen bir dürtü bu. Konuşmak istemiyorum. Tek isteğim kendime yönelmek yahut etrafındakileri tahlil etmek. Söylenilen bir şeyin yahut gerçekleştirilen bir davranışın ardındaki anlamı çözmek. İnsanların derdi dedikodu iken; dedikoduya esas olan konunun derinine inmek. Yahut, dediğim gibi, kafamda geçen sayısız düşüncelerden birine tutunmak ve beynimdeki o binlerce puzzle parçasını umutsuzca bir resim haline getirmek için çabalamak...
Etrafımdaki kitleden kaynaklanıyor olabilir bu durum, bu düşünce aklımdan geçti. Yani bu eylemimi bir kaçış mekanizması olarak geliştirmiş olabilirim.
Ama bazen, sevdiklerimin yanında da oluyor bu. En sevdiklerimin. Konuşmak ve dinlemek istediklerimin yanında.
Ve o zaman, şaşırıyorum kendime. Gerçekten mi diyorum.
Ve aklımdan şöyle bir düşünce geçiyor; Bahsettiğim o kaçış mekanizması, bütün hayatımı mı ele geçirdi yoksa?
O kadar mı uzaklaşmak istedin her şeyden. Tüm konuşmalarını içinde yapacak kadar mı? Sesini, sevdiklerinden esirgeyecek kadar mı?
"Nasıl ? Hangi ara? Neden ki ? " diye sorular sıralıyorum kendime.
Ve kendim cevap veriyor, "Bilmiyorum." diye.
Belli ki, kendim de bendeki bu değişimin bilincinde değilmiş.
Ve belli ki, bir şeylere dur demenin vakti gelmiş...
Ne de olsa, dünyaya bir köşede oturup her şeyi düşünmeye gelmedik. Değil mi ?
Son Yazılar
Hepsini GörHayatımda olduğu için şükrettiğim birçok insan var. Bu yazıda kimi yazsam diye çok düşündüm. Hep de bir cevaba vardım aslında, en...
Comments