Kendin ile karşı karşıya oturmak.
- Feyza Nur SAĞLAM
- 4 Kas 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Tem 2024
Yine hislerle dolup taştım. Ne hissettiğimi bilmeden fakat andan, dünyadan beni uzaklaştıran bu hislerle boğuşuyorum yine. Bana böyle hissettiren ne, bilmiyorum. Aklımdan geçen ihtimaller var ama cevap bu ihtimalerden biri mi, emin olamıyorum. Kendimin belirsizliği ile karşı karşıya oturmuş gibiyim.
Ve bu anda aklıma gelen fikir ile iki adet tekli koltuğu karşı karşıya getiriyorum.
Birine ben oturuyorum ve beni uzaktan izleyen kendime de diğer tekli koltuğu işaret ediyorum.
Sonra elimi koltuğun koluna koyuyor ve düşünüyorum, beni bu ana sürükleyen o garip hisleri. Düşünüyorum, düşünüyorum ve duruyorum.
Bir cevap bekler gibi, karşımdaki tekli koltukta oturan kendime uzaktan bakıyor, onu anlamaya çalışıyorum ama nafile. Ona sorular soruyorum ama cevapları yok ! Çünkü her şey nafile ! Kendimdeki bu sakinliğe kızıyorum sonra. Kendimi azarlıyorum, kendime hoyratça davrandığımın bir o kadar bilincinde...
Ve sonunda kendimden bir cümle geliyor bana, sanki farklı kişiymişiz gibi bir tespit bu üstelik. Bana diyor ki; "Senin bana karşı olan tutumun yüzünden seni yoran bu hislerine bir ad koyamıyorsun." Duruyorum. Susuyorum. Düşünüyorum. Sorguluyorum. Bu cümle üzerine, beynimde başka bir karmaşa başlıyor. O karmaşanın içerisinden ise birkaç düşünce çıkıyor ve karşımda oturan kendime değil de işte bu koltukta oturan kendime söylüyorum şu cümleleri;
"Karşında oturan kendine karşı olan acımasızlığının sonuçlarına dön de bir bak. Senin kendine karşı olan bu baskınlığın, bir bakımdan kendine karşı uygulamış olduğun korku kültürü, kendi hislerinden dahi bir haber olmanı sağladı. Sen, daha ne hissettiğini bile bilmiyorsun. Ve her şey senin yüzünden."
Her ne kadar karşımda oturan kendime bu cümleleri sıralamamış olsam da; bu cümlelerin her halükarda kendime olduğunu biliyordum. Ve özünde yine kendime kızdığımı da. Kaçmaktan başka bir şey yapmadığımı da biliyordum o anda. Korkularımın da farkındaydım o anda, kaygılarımın da. Kendimi anlamaya biraz olsun yaklaştım, o anda. O altında ezildiğim yoğun hislere bir ad koymanın ötesinde , beni o hislere sürükleyen durum ile yüzleştim o anda...
Ve sonra ayağa kalktım oturduğum yerden. Ceketimin açık kalan düğmesini ilikledim sonra, karsimda oturan kendime göstermek istediğim saygının ispatıymışçasına. Ve elimi uzattım, kendime.
Merhaba,
Memnun oldum,
Seni tanıyorum,
Seni anlıyorum,
Özür dilerim,
Dercesine...
Son Yazılar
Hepsini GörHayatımda olduğu için şükrettiğim birçok insan var. Bu yazıda kimi yazsam diye çok düşündüm. Hep de bir cevaba vardım aslında, en...
Commentaires