Yağmur ve Ben
- Feyza Nur SAĞLAM
- 7 Eki 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Tem 2024

Yağmur yağıyor. Ve bunu biliyor olmak, her şeye dur deme dürtümü alevlendiriyor. Duruyorum da. Yaptığım işi bırakıyorum. Odamın perdelerini çekiyorum, telefonumdan bir müzik açıp gözlerimi yağmura kilitliyorum. Yağmurun çağrısına uyuyorum böylece. Çağrıya cevap vermiş oluyorum, usulünce...
Ânı içime çekiyor ve düşüncelere dalıyorum sonra. Her şeye kısa bir ara veriyorum. Büyülüyorum kendimi, huzuru kokluyorum. Bir yağmur bir de ben varız sanki. Bir de her şeyi görünmez kılan müziklerim. Sakinlik kokuyor etraf. Yağmur, sessize alıyor evreni... Tüm evrene baskın gelen bir ses. Bir yoldaş gibi yağmur, en eski yoldaş hem de ve en özelinden...
Sonra mı ne oluyor?
Duruyorum ve başlıyorum anlatmaya.
Yağmura...
Önce akıllarda olan o meşhur soruyu soruyorum, "Sahi, her bir damlanı bir melek mi indiriyor?" diyorum. Ve cevabı belli olan bu soru ile huzuru içime çekiyorum bir kez daha.
Sonra soruyorum, "Herkesin üstüne yağmak nasıl bir duygu?" Diye. Ve ekliyorum; "Bence bazı pislikler seni hak etmiyor, onlarla israf etme o güzel damlalarını." Diyorum. Biraz sinirleniyorum da bu aşamada aslında. Yağmurun evrenselliğine, eşitliğine. Çünkü değerini bilmeyen çok , hak etmeyen ise daha çok. Peki yağmur mu ne yapıyor bu soru'm üzerine ? Yağmaya devam ediyor tabiki. "Evet, ben herkesin ve her şeyin üzerine yağarım." Der gibi... Tamam diyorum ve elimi uzatıyorum pencereden dışarıya. "Benim üzerime de yağ o zaman." dercesine... Yağmuru paylaşmaktan kıskanırcasına... Ne var yani, seni kıskanamaz mıyım diye bağırıyorum sonra. Yağmur ise yağmaya devam ediyor hâlâ, tüm soruların cevabı aynıymışçasına...
Sonra bir gök gürültüsü geliyor ve tüm odağım o gürültülü sese yöneliyor, evreni titreten o sese... Ve bu defa da bakışlarım göğe doğru yöneliyor, kelimeler dilimden bir bir dökülüyor; "Biliyor musun bir zamanlar senden çok korkardım. Ama artık büyümüşüm." Ve bunun üzerine daha büyük bir sesle gürlüyor gök, beni test edercesine. Ben de cevap veriyorum ona; "Korkmuyorum." Diyorum...
Sonra sesler kesiliyor. Gök sakinleşiyor. Sanki hiç gürlememiş gibi bir sessizlik sarıyor ortalığı. Ve yağmur yağmaya devam ediyor... Elimle dokunmaya devam ediyorum, yağmura. Onu hissetmeye çalışıyorum, tüm duyularımla. Âna odaklanıyorum ve yağmurun yoldaşlığına sığınıyorum... Ve devam ediyorum, farklı dilde olan bu muhteşem iletişime... Çünkü biliyorum, iletişim aynı dili konuşmak değildir, duyguları paylaşmaktır. Anlamaktır, anlamaya çalışmaktır...
Ve sevgili yağmur;
İşte bu cümleler beni anlayan sana...
"Yağmur yağdığında benim dünyam, bu şehrin üzerinde dans eder." (Blueandgrey)
Son Yazılar
Hepsini GörHayatımda olduğu için şükrettiğim birçok insan var. Bu yazıda kimi yazsam diye çok düşündüm. Hep de bir cevaba vardım aslında, en...
Comentarios