top of page

Çünkü bir saniyeye eş değer olan adımlar seni ancak başladığın yere götürürdü.

  • Yazarın fotoğrafı: Feyza Nur SAĞLAM
    Feyza Nur SAĞLAM
  • 9 Mar 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 30 Tem 2024


Zihnimde, bu şehrin tüm sokaklarını yürüyorum, birer birer. Çünkü hayatta bazen tek çıkış yolu, yürümek gibi. O yüzden de hep yürüyorum ben ama en çok da zihnimde. Vakit gece oluyor, vakit gündüz oluyor, güneş doğuyor ve güneş batıyor ve ben yine yürüyorum. Durmadan, sadece yürüyorum. Bazen sabaha kadar ve bazen günlerce. Birer birer ardımda bıraktığım sokakların bir önemi yok, yürüdüğüm yolun mesafesi ise umrunda dahi değil. Çünkü yürümek, benim yegane ve tek çıkış yolum gibi. Çünkü ben yürümesem, zihnimde adımlarımı atmasam, bazı ânları nasıl aşarım bilmiyorum. Çünkü ben yürümesem; nasıl kendime gelirim, bilmiyorum.

Beni ben bile bilmiyorum zira.

Ve hiç de bilemedim.


Bu yüzden de sadece yürüdüm işte. Çünkü tek yapabileceğim buydu. Çünkü kendimden kaçmak için en kolay yol ve esasen en olağan dürtü, bir adım atmaktı. Ve bu, hem kendimden uzaklaşmanın hem de kendime yakalanmanın yegane yoluydu. Yani; hem çözümcül hem de kaçışsal bir durumdu bu. Zihnimde yürüyordum ben işte! Çünkü zihnimde attığım her adım, bana geçecek diye fısıldıyordu sanki. Vücuda gelen acının bir süresi olduğunun bilincinde, geçen her saniyenin bir şükür sebebi oluşturması gibi; zihnimde attığım her adım da, bir şükür sebebi gibiydi. O bir saniyenin, bazen bana bir sene gibi gelişinden mütevellit; zihnimde yürüdüğüm sokaklarda attığım bir adım da bir saniyeye bedeldi benim için.

Bir adım ve bir saniye. Bir saniye ve bir sene. Bir sene ve beş sene. Beş sene ve esasen tam yirmi dört sene...

Mesele ne zamandı ne de alınan yol aslında.

Mesele, zihnin yüklerinden arınamamaktı.

Mesele, yürümezsem öleceğim sanki diye düşünmekti.

Mesele, kendin ile ne yapacağını bilmemekti...

Ve tüm mesele; kendi kürkçü dükkanımızın yine kendimiz oluşuydu aslında.

Kendimizden kaçamazdık ama kendimize sığınamazdık da.

Bir biz daha vardı bizde, doğruydu. Lakin özünde o da biz isek, bu ayrım niyeydi? Neden kendimizde ikinci bir kişilik varmış gibi bir hayale kapılmıştık ki? Neden bölüyorduk benliğimizi?

Sahi, biz neden kaçıyorduk kendimizden?

Kabullenemediğimiz düşünceler de bize aitti, çıkış bulamadığımız konular da.

Affedemediğimiz hatalarımız da bize aitti, tüm kızgınlıklarımız da.

Yolumuza çıkan engeller de bize aitti, öfkemizin içine gizlediğimiz huzursuzluklarımız da!

Sahi, bizim derdimiz neydi, bizimle?

Benliğimizi dahi, hayatımızı dahi kucaklayamıyorsak;

Neyimiz yolunda gidebilirdi ki şu hayatta?

Sahi, bu şehrin yürüye yürüye ezberlediğim o sokakları; sonunda en başa döndürmüyor muydu beni?

Sonunda başladığımız yere dönüyorsak;

Sonunda yine kendimize dönüyorsak;

Yürüdüğümüz yol doğru muydu ki?

Belli ki, seçtiğimiz yol; çözüme giden yol değildi.

Çünkü çözüm dediğin, seni başladığın noktaya götürmezdi...

Ve yine belli ki, kendimizden kaçmak yerine, kendimize yakalanmalıydık aslında.

Yahut; belki de mesele adım atmak değildi.

Çünkü mesele, kendimize koşmaktı zannımca.

Veya koşmak da değildi mesele.

Mesele, kendimize sarılmaktı belki?

Durun, sarılmak da değildi mesela aslında.

Çünkü asıl mesele, kucaklamaktı.

Kendimizi, hayatımızı ve sahip olduğumuz tüm düşünceleri, hisleri kucaklamak.

Her halimizi kucaklamak...


Son söz yerine;

"Yürümenin dışındaki bütün eylemlerin adı kaçış, kaçış, kaçıştır." (İlhami Çiçek)


Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Hakkımda

WhatsApp Image 2024-07-26 at 10.17.38.jpeg

İnsan dediğin, esasen bir puzzle parçasını oluşturan kişiliğinin; her bir parçasını öncelikle özenle tanımalı. Ardından o parçaların kendisinin bir parçası olduğunu bilerek onları kucaklamayı öğrenmeli. Böylece, her bir parçanın esasen bir resmi oluşturmak için ne derece öneme sahip olduğunu görmeli ve yine her bir parçanın hayatındaki varlığını korumayı amaç edinmeli. Ve işte burası da benim bir puzzle parçam ve çok daha ötesi... Çünkü yazmak, bir hayatta kalma meselesi... Her hal ile yazmak ise ondan çok daha ötesi...

Kategoriler

Zaman Akışı

Abone olun;

Abone Olun!

Abone olduğunuz icin teşekkürler...

© 2022 by Herhalile

bottom of page