Durgun Sular
- Feyza Nur SAĞLAM
- 1 Eyl 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Tem 2024
Bir tatile çıkmak, bıraktığın yeri zerre düşünmediğin sürece işe yarar bir eylemdi. Sorumluluklar, kaygılar, fazlalık düşünceler ve hatta özlemi bile geride bıraktığında; işte o zaman gerçek manada bir tatil inşa edebiliyordun. En son evden uzaklaşmamın üzerinden hem çok zaman geçmiş hem de sayıya vurduğunda çok da bir zaman değil gibiydi. Ama her şeye rağmen, evimi zihnimde tam manada geride bırakıp bir tatile çıkmak, yaralarıma iyi gelmişti.
Evet, gerçek manada bir tatil yaralarımı bir nebze olsun sarmış gibiydi...
Düşünmemiştim birçok şeyi ama döndüğümde sanki her şey kafamda daha netti. Aslında, bir problemi çözmenin yöntemlerinden biri gibiydi tatil olgusu. Bulunduğun yerden uzaklaşıyordun ve meydana gelen o mesafe, görüşü netleştiriyordu. Kafamdaki düşüncelerin, saçma ve gereksiz düşüncelerin bir kısmı geride kalmış gibiydi. Sorularımın bir kısmı cevaplanmış, zihnim berraklaşmış gibiydi. Ve bu, ikinci adımım olsa gerekti aslında. İlki, bir korkuluk olmaktan çıkmak idiyse; tatilden dönmek de ikinci adım için yeterli olsa gerekti. Üçüncü ve dördüncü, hatta beşinci adımlar da çoktan zihnimde netleşmişti... Çünkü neydi? Bir adım atmak, her şeydi. Bir adım atmak, yeterliydi...
Hiçbir şey düşünmeden sadece yürümenin büyüsü hep üzerimde vardı ama buna gezmek, biraz muhabbet ve fotoğraf çekmek de eklenince, bir büyüden öte gerçek bir ilaç almışçasına zihnim rahata ermişti sanki. İlber Ortaylı'nın da dediği gibi, bir şehri gezmek, dinlenmeden yürümek demekti. Ve ben üç şehri adımlarımla fethetmiştim, kendimce...

Tüm adımlarımla sular bir nebze olsun duruluyordu, görüyordum. Tekrar bulanacağını biliyordum ama bunun şuan bir önemi yoktu. Zihnimi çoktan komutlandırmıştım çünkü, Anı yaşa cümleleriyle... Evet, bu sakin suların tadını çıkaralım biraz, değil mi? Nasıl olsa üçüncü, dördüncü ve beşinci adımları da belirlemiştik, yoldan sapamazdık. Yürümekten ve adım atmaktan da kaçamazdık. Çünkü neydi? Çünkü yürümenin dışındaki tüm eylemlerin adı kaçış kaçış kaçıştı...
Öte yandan; bir şehri sabaha kadar yürüyememiş olsam da (ve bu arzumun bir gün vuku bulacağı inancından asla sapmasam da) gün gece olana dek yürümüştüm. Uzunca yürüyüşlerden sonra muhabbetin içinde kavrulduğumuz anlar ise, bir fotoğraf karesi gibi sürekli zihnimde yankı buluyordu. Durgun suların bu hale gelmesinde bir adım atmanın etkisi yadsınamazdı. Ama diğer bir etkinin de o muhabbetten geldiğini elbette biliyordum. Bilmekten de öte, zihnimde yankı bulan o fotoğraf ile, sürekli görüyordum. Bir insanla kurulabilecek çok derin bir bağdı muhabbet. Biz muhabbet üzere yaratıldık diyordu ya bir yazar, insan ancak gerçek bir muhabbetten sonra bunu anlayabiliyordu. Ve o zaman diyordu ki; Evet, yeme içme gibi zaruri bir ihtiyaçtı muhabbet. Her insanla ve her an yakalanılabilen bir frekans olmayışı ise onu daha da değerli kılıyordu işte...
Evet, gerçek manada bir tatil yaralarımı bir nebze olsun sarmış gibiydi. Ama güzel bir muhabbet de eklenince buna, sular bir nebze olsun durulmuş gibiydi... Üçüncü adım için yeterince enerji toplamıştım anlasanıza! Çünkü neydi? Görmeniz yetmezdi, anlamanız gerekirdi...
Son Yazılar
Hepsini Görİnsan, sevdiği adamla evlenince ve hayatında yeni bir aşamaya varınca; geri kalan her şey gitti sanıyor. Geçmiş, geçmişin etkileri, artık...
Comments