top of page

Ve bir haber çalındı kulağıma, geldiğim şehirden.

  • Yazarın fotoğrafı: Feyza Nur SAĞLAM
    Feyza Nur SAĞLAM
  • 20 Kas 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 29 Tem 2024

Hayat bazen, daha önce hiç uğramamış olduğun bir şehre aynı yıl içerisinde iki kez uğramak ve ardından eve döndüğün gün o şehirden sana haber çalınması gibiydi.


O şehre ikinci kez ayak basışımda, valizimi beklediğim o havalimanında; "Her yolculuğun sonu eve çıkar." yazıyordu. Ve ben o an valiz mi bekledim yahut "ev" olgusunu zihnimden mi silemedim, bilemiyorum.


Doğruydu, ev dediğin hep büyülü bir yerdi. Ev dediğin, hayatım boyunca sorguladığım bir şeydi. Ev dediğin, nefes aldığım sürece aradığım bir yerdi.


Ve hiç ulaşamadığım.


Dönüş yolunda, havalimanındaki o yazıyı paylaşmıştım hikayemde. Eve dönüyor olduğum bilinen bir gerçekti. Benim gerçekliğim ise meçhuldü.


Döndüm de eve, yani evime. Sonra bana haber çalındı o şehirden. Geldiğim şehirden. Bu bir tevafuk muydu diye soramazdım çünkü bildiğim bir şey varsa o da bu haberin bir tesadüf olamayacağıydı.


İki yıl önce benzer bir konuşma vuku bulduğunda, dağılmıştım. Sinirlerim son derece bozulmuş, bu konuya hazır olmamanın getirdiği bir telaşla gözümden yaşlar boşalmıştı. Ama o anın üzerinden geçen iki yıl, beni bir nebze hazır hale getirse dahi; bir haberle daha dağılmıştım sanki.


Özünde bu belki de dağılmak değildi. Aslında dağılan şey zihnimdi, zihnimdeki düşüncelerdi. Sanki beynim düşünme kotasını hem doldurmuş hem de düşünme konusunda sınırları zorlamış gibiydi. Beynimde puslu bir görüntü vardı ama bu pus, içinde yatan düşünceleri gizleyemiyordu.


Durumum, garipti. Ağzımdan cümle çıkmıyor, kararsızlık bedenimde kol geziyor ve nötr olmak nedir öğreniyordum. Ne "evet" diyebiliyordum ne de "hayır". Evet diyemiyorsam, hayır diyor olduğum manasına geliyordu; hayır diyemiyorsam da evet dediğim manasına geliyordu ve bu hesap ise benim feleğimi şaşırtıyordu.


Kaygılar hep olan şeydi. Üzerine gerginlik de eklenince, yorgunluk kaçınılmaz bir tablo olmuştu benim için. Oysa bir habere bakıyordu her şey ve böyle hissetmem normal mi anormal mi tartışılırdı. Her şey daha kolay olsun isterdim elbet ama başta olan zorluklar da güzellikleri doğurmaz mıydı? Kafalar karışıktı, doğrusu kafalar hep karışık olmuştu.


Düşünceler, çekinceler olağan şeylerdi. Ve baki kalacaklarmış gibiydi. Benzer bir tabloya şahit olmak ise bu düşünceleri daha da artırmış gibiydi. Bilmek ve bilmemek, özgünlük, bilinmezlik, gerçekler, merak, saygı, şefkat, kaygı, korku ve nihayetinde konfor alanının dışına çıktığını görmek; tüm dengemi bozmuştu.


Denge benim için konfor alanıydı. Bir düzen akışı içerisinde devam etmek, rahatlatıcıydı. Ama bir haber gelmiş ve tüm düzen bozulmuştu. Zihnimde yeni düzenlere kapılar açılmış, o düzenlerin getirdiği düşünceler ise beni mevcut gerçekliğimden dışarı çıkarmıştı.


Olacak olanlar ise elbet meçhuldü. Sözler kifayetsiz, dualar ise yeterliydi. Düşünceler hep baki ise de dualar o düşünceleri susturacak tek şeydi. Zihnimin mi susması daha iyiydi yoksa kendimin mi, bilmiyordum. Her şeyi bir duaya bırakıp kaçıp gitme arzusu yüklense de bedenime, gerçeklerden kaçamayacağımı öğreneli çok olmuştu. Ama nihayetinde ve özünde, içimde kalan iki dua vardı aslında. Ve mevcut gerçekliğimde ayakta kalabilmek için bu iki duaya tutunmuş, olacak olanları bekliyordum.


Olacak olanlar da iki ihtimale dayalı gibiydi aslında.

Bir ev inşa etmek ve etmemek üzerine kuruluydu her şey.

Olmak ve olmamak, işte tüm mesele buydu.


Eve döndüğüm gün bir haber çalınmıştı kulağıma, geldiğim yerden.

Zihnimde iki dua ve şimdiden düşünce sınırlarını zorlamış beynimle, bekliyordum öylece.

Olacak olanları bekliyordum.

20.11.2023


Comentarios


Hakkımda

WhatsApp Image 2024-07-26 at 10.17.38.jpeg

İnsan dediğin, esasen bir puzzle parçasını oluşturan kişiliğinin; her bir parçasını öncelikle özenle tanımalı. Ardından o parçaların kendisinin bir parçası olduğunu bilerek onları kucaklamayı öğrenmeli. Böylece, her bir parçanın esasen bir resmi oluşturmak için ne derece öneme sahip olduğunu görmeli ve yine her bir parçanın hayatındaki varlığını korumayı amaç edinmeli. Ve işte burası da benim bir puzzle parçam ve çok daha ötesi... Çünkü yazmak, bir hayatta kalma meselesi... Her hal ile yazmak ise ondan çok daha ötesi...

Kategoriler

Zaman Akışı

Abone olun;

Abone Olun!

Abone olduğunuz icin teşekkürler...

© 2022 by Herhalile

bottom of page